29 Nisan 2013 Pazartesi

Written on

Liderlik Sanatı


Hafta sonu yıllar önce okuduğum Eric Fromm’un Sevginin Sanatı kitabını tekrar okudum ve sevginin sanatı ile liderlik sanatının ne kadar benzediği üzerine şimşekler çaktı beynimde.  
Eric Fromm sevginin aşık olma durumundan ne kadar farklı olduğunu açıklarken bu sanatı icra etmek için nelerin gerektiğini şöyle sınıflandırmış; aşık olma hali bilinçsizce oluşan bir olma hali iken, (içine düşülen tasarlanmayan bir durum) sevgi, bilinçli bir karar, emek ve bağlılık gerektiriyor diyor. Öncelikle sevgi için disiplin, odaklanma, sabır ve bu sanat için uzmanlaşma arzusuna verilen önem, sevginin sürdürülebilir bir kavram olmasını sağlıyor. Liderlik için de benzer kavramların geçerli olduğunu düşünmemek elde değil.
Liderlik becerilerini geliştirmek isteyen ve hayatını, işini , yöneticiliğini anlamlı şekilde ortaya koymak isteyen kişilerle çalışıyorum bir süredir. Çoğu insan, hızlı çözüm ve reçeteler arzusu ile geliyor bana, ister istemez de sürecin içerisine girdiğinde bunun bir bağlılık gerektirdiğini ve bilinçli seçimlerde bulunmanın aslında bir yolculuk olduğunu fark ediyorlar.
Disiplin: Modern dünyada iş dışında disiplin becerimizi pek kullanmıyoruz, aslında disiplin olmadığı yerde de canımız çektiğinde bir hobi gibi “havaya girdiğimizde” uygulamalarda bulunuyoruz. İş yerinde otorite karşısında geliştirdiğimiz disiplin, hayatımızın diğer tarafından uzaklaşıyor sanki. Halbuki disiplin olmadan kaos, karışıklık ve dağınıklık  çıkıyor karşımıza. Liderlik konusunda da nasıl bir yere varmak istediğimiz, bunu kimlerle, nasıl gerçekleştireceğimiz, süreç içerisinde hissetmek istediğimiz duygular da bir yapı, bir içerik bekliyor diye düşünüyorum.
Odaklanma: Günümüzde aynı anda bir çok şeyi yapma ihtiyacı, kendi kendimize kalmayı, ne istediğimizi düşünmeyi, nasıl bir etki bırakmak istediğimizi tasarlamayı engelliyor, halbuki bir konu üzerinde derinleşmek isteyen herkes, odaklanmanın önemini biliyor.
Sabır: Dünya artık çok hızlı, daha hızlı uçan uçak, daha hızlı cevap veren internet arama motorları, sonucu beklenenden de hızlı getiren yöneticiler tercih ediliyor, yarışımız zamanla; hedef en hızlı olmak. Bu amaçla düşündüğümüzde emekleme döneminden sonra hemen kalkıp yürümeyi bekleyen bir bebek olsaydık, ilk düşüşümüzden sonra bu konuyu rafa kaldırır, belki de tırmanmak, konuşmak ya da başka bir meziyet bulmak zorunda kalırdık. Herhangi bir konuda gelişmenin sabırla tekrar tekrar deneyerek, her seferinde bir nebze daha iyiye giderek gelişeceğimizi unutmaya mı başladık?
Uzmanlaşma arzusuna verilen önem: Gerçekten önem vermediğimiz, var oluşumuza, kendimizi ifade etmemize yardımcı olmayan bir alan bizi daima çıraklık döneminde tutacakken, usta olmak için duyduğumuz tutku bize yol haritamızı verecektir.

Kendi liderliğinizi düşündüğünüzde kişisel, takım liderliği ve organizasyonel anlamda siz hangi liderlik beceri ya da becerilerini benimsemenin hayatınızda fark yaratacağına inanıyorsunuz?

26 Nisan 2013 Cuma

Written on

Liderlerle Samimi Sohbetler: Nurhan Keeler Trend Group Marketing Research CEO



1.Bir liderin olmazsa olmaz değerleri hangileridir? Bu değerler nasıl ortaya çıkartılabilir?

Bir tür liderler vahşi hayvanların kararlılığı ve gücüyle yürürler. Bu liderler bünyelerine başkalarının değer ve duygularını almayabilirler. Değerleri ve hedefleri toplumun fırsatçı hedefleriyle örtüşür zaten. Anormallikleri normalleştiren bunu da etkileyici konuşarak yapan insanlardır. Bu özelliklerin ortaya çıkması için kocaman hedefler, çılgın projeler, fırsatlar ve fonksiyonel şeyler sunmanız yeter. Egoları parladıkça parlar, egosantrik oldukça daha da güçlenirler.

Diğer bir tür lider benim daha çok sevdiğim ‘bilge liderler’; herkesten çok farklı ama herkesle de bütünleşebilen, gücünü bilgi, sevgi ve hoşgörüden alan liderlerdir. Bu liderlerin değerlerini ortaya çıkarmak için doğayı sevdirmek ve doğada zaman geçirmesini sağlamak lazım. Doğa cevabımda çok kararlıyım, nedenlerini bir seminer verdiğimde sizi de davet ederim, orada biraz daha ayrıntılı anlatabilirim.   

2.Zor bir karar alma anında neler yaparsınız, nasıl davranırsınız?

Duygusal aklımla mı yoksa olgun aklımla mı karar vermek isteyeceğime karar veririm. Ne kaybetmeyi göze aldığımı veya neyi kazanmak istediğimi düşünürüm.
5-6 tane tespihim var. Stresli bir kararsa tespih çekerek odaklanmaya çalışırım. Her şeyden daha çok işe yarayan yöntem ise kendi kendime koçluk yapmak olur: Kararı zorlaştıran şeyleri, duygularımı, hangi kararı alırsam ne hissedeceğimi, kararımın kimleri nasıl etkileyeceğini sorgularım.  

3.Aldığınız önemli bir riski bizimle paylaşır mısınız? Bu riski almaya neden ve nasıl karar verdiniz?

Her projemiz bir risk. Çünkü Türkiye’de projeye yatırımcı bulmak çok zor. Hele de öncü ve yenilikçi projeler çok ürkütücü olabiliyor. Riskin şans tarafını görünce ve biraz da sonuçları göze alınca risk alınıyor. Gücünü ne olursa olsun kaybetmeyeceğini, gücünün o şeye bağlı olmadığını bildiğinde de risk alınıyor. Spontan ve tutkulu olmakla da alakalı.
 
4.Ekibinizdeki her bir üyeyi ve kendinizi işe dahil etme ve motive etme konusundaki özel yöntemleriniz neler?

-Dışarıdan motivasyon ve tutku enjekte etmenin yöntemlerini eskisi kadar olmasa da hala arıyorum. Çok yöntem denedim. Motive olma daha çok kişinin kendisinde biten bir şey olsa da, işin kendisini iyi tanımlamak, üyenin değerli katkısını açıklamak yeterli oluyor. Takdir edilmek en önemli motivasyon unsuru. 
-Kendi motivasyonum işime ve yaptığım şeylere karşı çok yüksek. Her yaptığım projeyi ve müşterimi çok sevdim, çok benimsedim. Bazı projeleri ve markaları müşterilerimin benimsediğinden daha çok benimsedim. Sonuca odaklanınca, projenin ve kişilerin iyi taraflarını ortaya çıkartıp zorluklara çözüm arayınca motive olunuyor.

5.Sizce liderin güce mi yoksa otoriteye mi ihtiyacı var? İnsanları etkileme konusunda hangi yöntemleri başarılı buluyorsunuz?

Güçle otorite arasındaki çizgi bazen kalkıyor. Güçlü olan şeyler veya kişiler genellikle otoriterdir de. Yine de güçlü olup da otoriter olmayan örnekler var; bu örneklere daha çok demokratik ortamlarda ve kuzey Avrupa ülkelerinde rastlamak mümkün. Otoriter olmak bizim gibi toplumlarda daha çok işe yarıyor. 

6.Biraz da günlük hayatınızdan bahsedecek olursak: Gününüze nasıl başlarsınız? Güne başlarken ve işe geldiğinde neler yaparsınız?

Erken uyanırsam bir –iki sayfa kitap okurum. Yemem içmem ama maillerime ve sosyal medyaya bakarım; bağımlılık yarattı.

Güzel bir ofisimiz var; çok kişi gelir, onları ağırlarız.

Hem evde hem ofiste çok fazla elektronik araç gereç ile kitap ve dergiler var. Bunlarla vakit geçiririm.

7.Gününüzü verimli kılmak için neler yaparsınız? Zaman yönetimi oldukça hassas bir konu. Zamanı verimli yönetmek için kullandığınız yöntemler ve araçlar hangileri?

 “Bugün yapacağımız şeylerde ne olsa bizi tatmin eder ve işimize yarar?” diye soruyla başlarım ofiste.
Sosyal medyayı hızlı ve az kullanmak zaman yönetiminde önemli yoksa içinde kaybolmak mümkün.
Yapay toplantılar, içeriği belli olmayan toplantılar, gereksiz kırtasiyeden uzak dururum. Masamda basılı bir şey göremezsiniz.
Cafe, değişmeyen muhabbetler ve yemek okazyonlarından uzak dururum.

8.Yoğun iş temponuzda özel hayatınızı dengelemek için bizimle paylaşabileceğiniz tüyolar nelerdir?

Derinleşebilen, bilen, hoş sohbet, hızlı yürüyebilen, yeni keşifleri olan insanlarla birlikte vakit geçiriyorum. Filmler, kitaplar, fotoğraf çekmek, sokak sokak dolaşmak, yürümek, seyahat etmeyi tercih ediyorum. Tüm bunlar beni çekici bir dünyaya taşıyor.

Teşekkürler J

Düzeltme:  Sevgili Nurhan Keeler röportajı Sevgili Gezin Cankat isim ve fotografı  ile daha önce yayınlanmıştır. Hata için kendilerinden özür diliyorum.

14 Nisan 2013 Pazar

Written on

Liderlerle Samimi Sohbetler: Bülent Demirkurt IBM Genel Müdür Yardımcısı




1.Bir liderin olmazsa olmaz değerleri hangileridir? Bu değerler nasıl ortaya çıkartılabilir?

Dürüstlük, inovasyon ve iletişim kanallarını açık tutmak.

2. Zor bir karar alma anında neler yaparsınız, nasıl davranırsınız?

Kısa bir sure veririm kendime, operasyonda taviz vermemek için.

3.Aldığınız önemli bir riski bizimle paylaşır mısınız? Bu riski almaya neden ve nasıl karar verdiniz?

Takımımın yeniden organize edilmesi diyebilirim. Gidişat pek parlak değildi , yol da bir değişiklik yoktu ama patinaj devam ediyordu. Uygun lastik kullanmak amacıyla bu kararı vermiştim.

4. Ekibinizdeki her bir üyeyi ve kendinizi işe dahil etme ve motive etme konusundaki özel yöntemleriniz neler?

Özel değil bilinen bir yöntem , eşit değil adil davranmak, farklı insanlara farklı liderlik stilleri ile yaklaşmak ve zamanlama önemli.

5. Sizce liderin güce mi yoksa otoriteye mi ihtiyacı var? İnsanları etkileme konusunda hangi yöntemleri başarılı buluyorsunuz?

Bazen biri bazen diğeri ötekini tetikliyor, duruma gore değişebilir, esneklik gerekir. Otorite kurmak için güçlü olmak , güçlü olmak için otoriter olmak gerekmesi gibi…


6.Biraz da günlük hayatınızdan basedecek olursak: Gününüze nasıl başlarsınız? Güne başlarken ve işe geldiğinde neler yaparsınız?

İlla ki demlenmiş çay ile kahvaltı. Yapılacakların günlük ve haftalık olarak gözden geçirilmesi.

7.Gününüzü verimli kılmak için neler yaparsınız? Zaman yönetimi oldukça hassas bir konu. Zamanı verimli yönetmek için kullandığınız yöntemler ve araçlar hangileri?

Asla geç kalma mesajını kendime ve etrafıma kültür olarak yerleştirmek.
Toplantı, görüşme ve pazarlıkların tayin edilen zamanın ötesine geçirmemek önemli bir prensip.


8. Yoğun iş temponuzda özel hayatınızı dengelemek için bizimle paylaşabileceğiniz tüyolar nelerdir?

Kendimi sevmek ve saymak önemli, kendime kaliteli vakit ayırmak için.

Teşekkürler J